Hem sevgili kendimle hem de sevgili danışanlarla çalışmanın getirdiği halden, bu pazar gününde varlığımdan kelimelere dökülenler…
“Ben bu varoluşa gerçekten bana ait olup olmadığını bile bilmediğim arzularım gerçekleşsin diye gelmedim…
Hele hele Yunus’un dediği gibi
varlığa sevinmeye, yokluğa yerinmeye hiç gelmedim…
Yokluk kapımı çaldığında yolumu kaybetmek ağrıma gidiyor çünkü…
Çünkü ben varoluşa sema edenlerdenim..
Ben fırtınanın ortasında “elif” gibi durmayı seçenlerdenim…
Çünkü ben gizemli canlılıkla buluşmaya, andan içeri girip kendi kendine yaklaşmaya gelenlerdenim…
Ben kendinde demlenmeye gidenlerdenim…”