Meditasyon

Alışık olduğumuzdan oldukça farklı ve bir anlamda da zorlayıcı bir yaşama halini deneyimlediğimiz bu zaman diliminde belki de en çok fayda göreceğimiz, bu nedenle de en çok öğrenmemiz, anlamamız gereken şeylerden biri meditasyon hali diye düşünüyorum. Yavaşlamayı, hatta durmayı, evin içindeki sıradan eylemlerimizi dahi farkındalıkla yapmayı deneyimleyerek yaşam kalitemizi artırmamız ve hatta bilincimizde bundan sonraki yaşamımıza ve mutluluk algımıza dair kalıcı iyileşmeler yaşamamız pekala mümkün. 

Meditasyon kişinin kendi zihninin derinliklerini gözlemlemesine ve içsel gerçeğini keşfetmesine yarayan yöntemlerinin hepsini kapsar. Meditasyon bu anlamıyla zihnin nasıl işlediğini gözlemlemek ve zihnin ötesinde yer alan bilinç hallerine ulaşmak için kullanılan belli bir tekniğe gönderme yapar. Zihnin ötesine geçildiğinde ortaya çıkan bu sessizlik, huzur ve dinginliğin hüküm sürdüğü bilinç hali için Zen rahipleri “Zihnin Yokluğu” ifadesini kullanmıştır. 

Bu hali kavramada en önemli nokta meditasyonun bir şey yapmakla değil sadece var olmakla alakalı olduğunun bilincine varmaktır. En saf ve basit haliyle, anın içinde var olmakla ilgilidir meditasyon. Mahayana Budist geleneğinin önemli bir metni olan Kalp Sutrasının bize hatırlattığı gibi: “Gidecek bir yer, yapacak bir şey, elde edecek hiçbir şey yok”. Bu hali kavramada, Buda’nın öğretisinin temelini oluşturan “her an aslında mükemmel olan andır. Bu anda her ne deneyimliyorsak, o doğru deneyimdir. Tam bu anda yaptığımız şey en önemli olandır.” Bu çok basit bir öğreti gibi görünebilir; zaten meditasyon ve farkındalık hali basitliği gerektirir. Benim kendi hocamın da üstadı olan Zen Ustası Thich Nhat Hanh’ın çok sevdiğim bir konuşmasında bahsettiği gibi: “Farkındalık pratiği her zaman “varmayı” içerir: burada ve şimdide varmayı…Koşuşturup duruyoruz ama asla varamıyoruz…
Her zaman bir şeyler arıyoruz, bir şeyler istiyoruz ve bulamıyoruz; koşuşturmaya devam ediyoruz…
Daha ne kadar süre koşuşturacağımızı ve aradığımız her ne ise onu aramaya devam edeceğimizi bilmiyoruz.
Belki de sahip olmadığımız ve bize mutluluk getireceğine inandığımız bazı koşulları arıyoruz.
Koşuşturmak ve aramak alışkanlık haline gelmiş…
Oysa ki yaşamın tüm güzellikleri sadece burada ve şimdide erişilebilirdir çünkü geçmiş artık yok, gelecek henüz gelmedi. Farkındalık pratiği bize burada ve şimdide derin bir hayat yaşamamızda yardımcı olur, böylelikle yaşamımızı boşa harcamamış oluruz…”.

İşte tam da koşuşturup durmamıza zorunlu ara verdiğimiz bir dönemde başka türlü bir halin gerçekten de mümkün olduğunu anlamak için elimizde harika bir fırsat var. 

Eğer daha önce hiç meditasyon yapmadıysanız, size ilk söyleyeceğim bu niyeti oluşturmaktır; yani gününüzü daha farkında, daha şefkat dolu ve daha çok “var olarak” geçirmek üzere bir niyet oluşturun sabah uyandığınızda. Önce kısa sürelerle başlayın meditasyonunuza. Belki beş dakika, belki on dakika ile başlayın. Günler ilerledikçe zaten bu süreyi kademeli olarak artırmak isteyeceksiniz. Dilerseniz evinizde kendinize meditasyon için, rahatsız edilmeyeceğiniz sabit bir köşe oluşturun. Bu köşenizi minderler ya da meditasyon sandalyesi ile oluşturabilirsiniz. Böylelikle gidip meditasyona oturmanız daha kolay olacaktır. Çünkü zihin meditasyonu sevmediğinden, başlarda “oturmak istemiyorum” direnci ile karşılaşacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. Bu zamanı keyifli bir ritüele dönüştürmek üzere dilerseniz bir tütsü yakabilir ya da hafif, dinginleştirici bir müzik de açabilirsiniz ya da sessizliğin içinde oturabilirsiniz ki Zen geleneğinde de meditasyon sessizlikte yapılır. Sırtınızı dik bir konuma getirip oturmanız önemlidir. Kendinizi kökleri yerin altında sağlam duran bir ağaç gibi hayal edebilirsiniz otururken; bu burada ve şimdide, uyanık ve farkında kalmanız için faydalı olacaktır. Sonra gözlerinizi kapayıp yavaş yavaş dikkatinizi nefesinize getirin…”Burada ve şimdide nefes almak ne demek?” diye sorup, bu soru ile kalabilirsiniz. Bu esnada zihninize çeşit çeşit düşünceler gelecek, belki sıkıldığınıza dair bir düşünce, belki bir saat sonra ne yapacağınıza dair bir plan, bir duygu, bir sıkıntı ya da mutluluk hissi…Oturamayacaksınız belki, bedeninizin rahat etmediğine dair bir his gelecek, kalkmak isteyeceksiniz, belki vücudunuzdaki bir ağrıya odaklanacaksınız, bu şekilde oturmaktan kaynaklanan bir rahatsızlığa odaklanacaksınız…sadece izin verin ve nefes almaya devam edin. Hiçbir düşünce ya da halle savaşmayın. Savaştığınız her şey daha da güçlenerek artacaktır. Nefes almaya devam edin ve sadece izleyin. Bırakın düşünceler gelip geçsin. Dilerseniz basit ve etkili bir yöntem olarak nefesinizi izlemeye geri dönün.  Önce normal nefes alın, gitgide nefesinizi yavaşlatın. Uzun bir nefes alın ve içinizden “şu an uzun bir nefes alıyorum deyin”. Uzun bir nefes verin ve uzun bir nefes verdiğinizin farkına varın bu sefer. Nefesinizi sakin ve düzenli hale getirmeye nefesi izleme yöntemi denir. Bu size zor gibi görünürse, nefesinizi sayma yöntemini deneyebilirsiniz. Nefes alırken zihninizden 1 diye sayın, nefes verirken 1 diye sayın. Nefes alın ve 2’ye kadar sayın. Nefes verin 2’ye kadar sayın. 10’a kadar devam edin ve sonra tekrar 1’e dönün. Bu nefes izleme halinin arasında hisler geldiğinde, bu hislere tanıklık edebilir misiniz onu araştırın. Gelen hisle özdeşlemeden izleme halini deneyebilir misiniz araştırın. Oturmaya ve nefes izlemeye devam ettikçe, yavaş yavaş tanıklık haline geçtiğinizi fark edeceksiniz. Bu şekilde herhangi bir şeyi halletmeye, oldurmaya, değiştirmeye çalışmadıkça anlardaki varlığınızı ve belki yer çekimini hissetmenin getirdiği tatlı bir boşluk hali yaşayacaksınız. Çabasızlığın tadına varacak, yaşamın size tam olduğunuz yerde, olduğunuz gibi nüfuz etmesine izin verecek, siz de yaşama olduğunuz gibi, bu tanıklık halinden nüfuz edeceksiniz. Bu boşluk hali varlığınıza geldikçe, zihninizin nasıl hikayeler, yargılar, endişeler yaratma kapasitesine sahip olduğuna tanıklık edecek ve belki de hayret edeceksiniz. Meditasyon esnasında benim uyguladığım pratiklerden biri de nefes alırken dudağımın kenarına çok hafif bir gülümseme getirmektir. Bu minicik hareket bana her zaman “burada oturuyorum, varım ve her ne olup bitiyorsa bu anda ve yaşamda merak, cesaret ve tebessümle karşılıyorum” hissini vermiştir. 

Zaman içerisinde bu pratiğe devam edip, süresini de arttırdıkça, yavaş yavaş tüm yaşamın da bir meditasyon haline dönüşebileceğini gözlemleyebilirsiniz ki bu hal benim verdiğim Zen Coaching seanslarının da temelini oluşturuyor. 

Lao Tzu’nun meditasyonun temelini oluşturan bu boşluk halini en yalın haliyle tasvir eden şu dizeleri de pratiğinize ilham verebilir:

“tekerleğin göbeğini otuz çubuk bölüşür;

ortadaki deliktir onu yararlı kılan.

Bir testi yaparsın çamurdan;

İçindeki boşluktur onu yararlı kılan.

Pencereler kapılar oyarsın odaya;

oyuklardır onu yararlı kılan.”

Şimdiden keyifli meditasyonlar dilerim! 

instagram: elifdur_zencoaching

Reklam

Meditasyon” için 2 yorum

  1. Münevver Açıkkol Nisan 15, 2020 — 1:22 pm

    Elif merhaba, ben Münevver Açıkkol
    Annemin liseden sınıf arkadaşıyım. Anlattıklarını nefes uygulaması olarak Zihni’mden bir şey geçirmeden yapıyordum. Bana farkındalık kattın . Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar….

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close