
Sabah Cape Town’dan güzel bir kadının kalbine iyi gelmeyeni zerafetle terk edişini ve kendini tercih edişini dinledim.
Cesaretine ve yoğun hüznüne tanıklık ettim.
Ona biraz acı çekme sanatından bahsettim.
Sonra dışarı çıktım, kalbimde Gezi’nin anısı…
Bir anlık bir sahnede takılmış maskeleri görünce, biber gazının kokusunu aldım sanki.. 🙂 Sonra geri gelip güzel bir dost için yemek pişirdim
Kokular, baharatlar arasında kayboldum.
Derken George Floyd’un haberlerine tekrar gözüm ilişti
Çok öfkelendim, üzüldüm, canım yandı
Sonra aklıma bugün 29 Mayıs için kesilecek kurbanlar geldi
Yine üzüldüm.
Sonra birden durdum.
ve bana arkada eşlik eden Norveçli cadının albümüne dikkat kesildim.
sonra da albümü bir iki gün önce bana öneren diğer İskandinav cadısını hatırladım bir tebessümle, iyi ki var hayatımda dedim.
Güneşin önüne bulutlar geçti o esnada
Birazdan bir seansım daha var…
Arada rüzgarı hissediyorum denizden gelen
Arada derede bir de fotoğraf paylaşmadan edemiyorum
Çünkü çok seviyorum.
Neyi mi?
Bilmem, seviyorum işte…🌻