
Bir altar yaptım bugün,
sezgiyle ve sevgiyle…
Covid olmasaydı çember çalışmasını yapardım elbet…
Misk otu yaktım
Birazını da mumların arasına yerleştirdim…
Yılana benzeyen bitkimi de kattım altara
Minik sarı çiçekleri bana çakraları ve kendisi de Kundalini enerjisini çağrıştırdı…
Kundalini, yani tanrıça enerjisinin en ilkel formu
Tanrıça…yani dişi enerji
Dişi enerji, yani Cadı…
“Kadın, Tanrıça, Cadı”
Benim için bir farkı yok…
Altar cadılar Bayramı için yani…:)
Sezgilerini, dişi, enerjilerini, şifa güçlerini kullandığı için yakıldı Cadılar…
Kalp bilgisini taşımalarından korktu sistem…
Sistem böyle bir dişi enerjiden hala korkuyor…
Kadın ya da erkek olmanız fark etmez…
Cadılar Bayramı içindeki
dairesel,
dans eden,
lineer düşünmeyen,
almaya açık, şefkatli,
etrafındaki varlıkları ve yeryüzü enerjisine anne gibi bakan,
doğrudan bilen, görünmeyenin şarkısını duyan,
dünyada sadece tek bir varoluş hali olmadığının bilen,
doğayla bağlantı kuran,
doğayı koruyan,
yargılayıcı olmayan,
rekabete inanmayan,
gücünü sevgiden alan,
yaşamın sonsuz akışına,
doğanın döngülerine güvenen,
duyguları kutlayan dişi enerjinin farkındaki herkes içindir.
Kutlu olsun!
“İsis başlatsın
Mary Magdalene anlatsın
Afrodit dokunsun
Kali öldürsün
Avalon büyülesin
Lilith kanatlandırsın
Meryem teselli etsin
Kuan Yin beslesin
Buda sustursun
Şems üstüne güller atsın
Yeryüzü şefkat göstersin
Arada yağmur yağsın
Bülbüller ötsün
Gözünde güneş
Kalbinde ay
Öğrenmeye devam et
Daha önce hiç bu an olmamış gibi…”