
Macera dolu bir geceydi…bu kutlama ve ritüellerin herkese açık olmadığı ve halkın çok gözüne sokmadan yapıldığını öğrenmiştik…Bir Etli Ekmek restoranına gidip, orada bir beyfendiyi bulup ondan rica etmemiz söylenmişti…:) Biz de aynen öyle yapmıştık…kendisi bizi yönlendirmişti…Macera filmi gibi heyecanlıydı…Dergaha vardığımızda çok şaşırdığımı hatırlıyorum…İçeride her ırktan, ülkeden insan vardı…çok kalabalıktı…kadın ve erkekler birlikte oturuyordu…O gece hem Alevi türküsü dinledim, hem Muhammed için dua, hem zikr, hem kadın sesinden şiirler…Devletin öncesinde şov yaptığı Resmi törenle hiç alakası yoktu…İlk defa rengarenk kıyafetlerle sema dönen bir kadın görmüş ve hayran kalmıştım…kendimi içerideki semaya, nefeslere ve bir atan kalplere kaptırmıştım hayretle…gecenin ilerleyen saatlerinde ellerinde bendirler bir kadın grubu da gelmişti İstanbul’dan…Sema dönmeye heveslenmem ve “hiçle” tanışmam burada başlamıştı; eğer bir saatten uzun bir süre sema döndüyseniz, neden bahsettiğimi biliyorsunuzdur…:)
O gece bu dergahta sema dönen kadının yüzündeki ifadede aşkı bu kadar net görmüş ve “o kadının içindeki ile benim içimdeki aynı” demiştim bir nefeste…
Anılar önüme çıkardı bu gece; iyi ki de çıkardı..:)