
“Birinin bana sevgiyle dokunmasına ihtiyacım var…”
Şu andaki ortak ihtiyaçlarımızdan biri kesinlikle bu olabilir…:)
Covid yüzünden fiziksel temasımız, buluşmalarımız azaldı, sarılamıyoruz, yakınlaşamıyoruz…Masaja da gidemiyoruz…:)
Belki bazılarınız diyor ki zaten partnerim yok ya da sarılacağım bir yakınım da yok; covid olmasaydı da bu ihtiyacım karşılanmayacaktı…
Eğer bu cümleler sizin kalbinizde yer buluyorsa, okumaya devam edebilirsiniz…
O zaman izin verin canlılık dokunsun size…
Önce izin vererek başlamak iyi bir fikir olabilir çünkü çoğu zaman zihin hapishanesinde, alıştığımız patenlerimize kaptırmış olarak yaşadığımızdan durup izin vermeyi unutuyoruz…
Evet izin verin yaşam, canlılık, varoluş ya da sizin için kelimesi neyse o dokunsun size…
Nasıl mı?
Güneşte oturun, güneş tanrısı Ra ile bir randevunuz varmış gibi oturun hem de…:) teninizde oluşan ısı işte temassız dokunmanın bir göstergesidir…sevgi dolu bir dokunmanın…
Hiçte oturun; yanınızda Buda varmış da birlikte oturuyormuşsunuz gibi…ve izin verin hava elementinin sevgisi dokunsun size…:)
İçinde iyi hissettiğiniz, dokusunu sevdiğiniz bir kıyafetinizi giyin ve mesela ipek dokunsun size bu sefer…sevgiyle…:)
Çoraplarınızı çıkarın ve ayağınızla toprağa basın; işte yeryüzü size sevgiyle dokundu…
Ve müzik…izin verin müzik dokunsun…bası ayrı, davulu ayrı dinleyin…tüyleriniz diken diken olduğunda işte bu da temassız dokunmanın en ala göstergesi değil mi?
Ben tam bu anda Led Zeppelin’in bana dokunmasına izin verirken; Page’i ayrı, Bonham’ı ayrı dinlemenin keyfindeyim…
Yılın son çarşambasından sevgiler…:)