
Haftanın daveti çocuk!
Sihirli çocuk…
Kim o?
Zeni en iyi anlayanımız…
Başlangıç zihni ile hatta “hiç doğmamış zihni” ile yeryüzüne bakan çocuk
Tabağındaki yıldızları hayretle izleyen, fotoğraflayan ve ardından afiyetle yiyen çocuk 😊
Belli görevleri yerine getirip, aynı halden otomatik pilotta yaşayıp gitmek üzere burada olmadığımızı fena halde bilen çocuk..
Anla bağı en saf olan çocuk…
Taze
Cesur
Anlar arasında ayrım yapmayı bilmeyen çocuk
Akışı koklayan
Merak eden
Sabir fikirleri olmayan
Etrafındaki canlılıktan daha fazla potansiyel ve güzellik çeken çocuk
Ve en güzeli de en sevdiğim filmlerden birinin giriş sahnesindeki o şiirin söylediği gibi “çocuk olduğunu bilmeyen çocuk”…
als das kind kind war,
wußte es nicht, daß es kind war,
alles war ihm beseelt,
und alle seelen waren eins.
als das kind kind war,
hatte es von nichts eine meinung,
hatte keine gewohnheit,
saß oft im schneidersitz,
lief aus dem stand,
hatte einen wirbel im haar
und machte kein gesicht beim fotografieren.
çocuk henüz çocukken çocuk olduğunu bilmezdi.
her şey yaşam doluydu ve tüm yaşam birdi.
çocuk henüz çocukken hiçbir şey hakkında fikri yoktu.
alışkanlıkları yoktu.
bağdaş kurup otururdu, sonra koşmaya başlardı.
saçının bir tutamı hiç yatmazdı
fotoğraf çektirirken poz vermezdi…”
Hiç doğmamış zihinlerinizle baktığınız bir hafta olsun!
Bu fotoğraftan 10 saniye sonra çürük kayığın içine göçtüm 🙂
Demek ki poz vermemeliydim…:)
İyi haftalar!
Şiir: Peter Handke