
İçteki zorlayıcı (inner pusher): işte o “asla durma” diyen ses…:) hiç rahat vermeyen ama doğru eylemi bulup harekete geçmemize de aslında pek neden olmayan alt kimlik; bu enerji harekete geçtiğinde genelde sonuç yoktur eylemlerde çünkü zihnin aşırı aktive olmasıyla birlikte bu enerjiye, en yakın arkadaşlarından iç eleştirmen ve iç mükemmeliyetçi de katılır. Ben bunu Bermuda şeytan üçgenine benzetiyorum…:)
Bu üçgenin sonucu ise paralize olma, donma, vazgeçme ve kafa karışıklığıdır.
Bu ses ortaya çıktığında, her şeyi aniden yapmaya, birden bitirmeye, bir sonraki adımın bize gösterilmesine izin vermeden harekete geçmeye kalkışıyoruz.
Şifası nerede bunun? Durmada: şefkatli bir farkındalıkla…🦚
Yavaş yavaş tek adımda tek şey yapmada…
Zaman veremede; daha iyi bir çözümün ortaya çıkmasına izin vermede…
Aslında durulan anlar hareketi, hareket edilen anlar durmayı öğretir bize ki dura dura gitmek daha kıvamında bir hal…
Bu şeytan üçgenine girdiğimizde hatırlanacak bir şey daha var ki o da aslında bu seslerin niyetinin kötü olmadığı. Daha iyiye doğru gitmemimizi, daha kaliteli işler yapmamızı, bir üst düzeye çıkmamazı isteseler de, kullandıkları dil faydalı değil, şiddetli bir iletişim yolu ki çoğumuz böyle bir dil ile yetiştik, böyle duyduk, böyle gördük…
Fakat durmayı daha derinden anlayarak öğretilmiş seslerin yaşamımızı yönlendirmesine izin vermemek elimizde!
Keyifli üretken bir Perşembe dilerim!