
Seni beklerken burnuma başka başka sokaklardan sihir gibi çalınan ardıç kokusuna
Güneşin altında attığım beklenmedik adımlarda karşılaştığım güllere
Zamansız açan bahar dallarına
Hatta yerin yüzüne her dokunduğunda, ayaklarıma
Sırf benim için atıp duran kalbime
Bir gören iki gözüme
Vücudumun içinde dolaşıp duran sıvılara
Aşık oldum.
Seni beklerken konuştuğum cadılara
Yolda karşılaştığım tüm kahramanlara
Benimle konuşan ağaçlara
Başımı eteğine yasladığım dağlara
Davet edildiğim ay tapınağındaki tüm sevgililere
Haber getiren kuzgunlara
Beni güneşe doğru kanatlandıran kartala
Okuduğum şiirlere
Şarabıma kattığım tehlikeli baharatlara
Bilinmezliğe
Hiç istisnasız tüm nedensiz tebessümlere
Ve en güzeli de seni beklerken sabrın kendisine aşık oldum
Gül yetiştiren adamın dediği gibi…
Bir de…
buz tutmuş kalbini eritirim sanıp kendi canımdan yarattığım ateşe
En çok da ona aşık oldum.
İyi ki gelmedin.