
Kabusla uyandım
O yüzden gidip
Komşunun bahçesinden hanımeli çaldım 🙂
Kendime hak gördüm yani…
Hem de elimde yeni demlenmiş çayımla ve makasımla gittim.
Çünkü hırsızlık belli bir titizliği gerektirir.
Yolda Maide hanım gördü beni
Tanıştık.
“Olsun dedi, çok tatlısın, al al…”
Demek ki tatsız olsam alamayacağım
Tatlı olduğuma pek sevindim o an…
Ama kısa sürdü.
Bu “çok tatlısın” lafını çok duydum ben çünkü
Ama aslında hiç anlamadım ne demek…
Çünkü tatlı olduğum kadar da acıyım,
Ve işin aslı çok da memnunum.
“Huysuz ve tatlı kadının” makamından okusalar istiyorum bana ama
Neyse…
Sonra yolda gözüme bir de hibiskus dalı çarptı…
Onu da kestim.
Kabus aklıma gelip durdu sabah,
yaklaşık iki saatte bir…
Aralarda Monk dinledim, aralıksız.
Hanımeli likörünü beklemeye bıraktım.
Öğlen olduğunda kabus yoktu.
Öğleden sonra
Dondurmalı taze kozalak yedim
İlk kez
Bayıldım.
Akşam üstü ormanda Brigit cadısı ile konuştum
Arada yine Monk dinledim.
Akşamım hibiskus dalı ile devam ediyor
Hala Monk dinliyorum.
Kabusum bala dönüştü
Bal geceye aktı, alev aldı
Mutluyuz…