
Kendimi ayaz çıplak dalların ayın yokluğunda parladığı bir kış gecesinde
ölüme açtığımdan beri
Karanlığı çok sever oldum.
Meğer nasıl da keyifliymiş koyu demde çürümek
Aysız gecelerde kaybolurken güneşsiz günlere özlem duymak
henüz içime tam nüfuz etmemiş tüm hüzünleri hissetmek
Hayallerini bile isteye yakarken
teninde filizlenen sıcaklıkla tekrar doğan bir şairin,
kuzgunun kanatlarında yeryüzünden sonsuza havalandığında gördüğü o yaldızlı karanlığın hikayesini dinlerken
ıslak bir sabahta,
Kışa açan bir çiçeğe uyanmak…