
Bir kadın gece yarısından sonra müziğin yasaklandığı bir coğrafyada yaşıyorsa,
gece yarısından sonra kurtlarla birlikte uluma zamanı gelmiştir dolunaya
Ve o coğrafyada ataerkil bir yobazlık da baş göstermişse
En renkli en canlı kıyafetlerini giymeye başlamalıdır, şayet henüz başlamadıysa
O kadın ona yaşlandıkça değer kaybettiğini hissettiren bir dünyada yaşıyorsa
Yaşlandıkça kalbinin, ruhunun nasıl derinleştiğini
Deneyimlerinin çeşitliliğiyle yüzüne vuran bilgelik kadar güzel bir şey olmadığının artık farkına varmalıdır
Bir kadın eğer karanlıkta kalanlar için fener olmayı seçtiyse, onu kendi karanlığında sevgiyle tutamayan dostlarını, sevgililerini zerafetle yaşamından çıkarmalıdır
Kendi güzelim kalbine iyi gelmeyen herseyden yabani bir zevkle uzaklaşırken ona iyi gelen her şeyi daha çok sevmelidir
Onu kalbiyle ve ruhuyla seçmeyen hiç bir erkeği seçmemelidir
İki yüzlü bir ahlak anlayışının hakim olduğu bir coğrafyada ezilmek yerine
Kendi samimiyetinden, duruluğundan ve vahşiliğinden gelen kendi ahlak kurallarını koymalıdır…
Hüznünü, acısını paylaşmak için düzenli olarak nehir kenarlarına giderken
Neşesini, coşkusunu paylaşmak için de toprakta dans etmelidir…
Bu yeryüzündeki en harika sevgiliye sahip olsa bile
Yeryüzüne yarenlikten asla vazgeçmemelidir…
Ve böyle yasadıgını diğer kadınlara da anlatmalıdır.
🖤